Öğrenmek, insanın bütün yaşamını kapsayan bir süredir. Çocukların ilk toplumsal yaşantıya adım attıkları bir yer olan anaokulu döneminden daha sonra ilköğretime başlamak, çocukların yaşamındaki en önemli dönemlerden bir tanesidir. Çocuklar ilköğretime adım attıkları sırada farklı beklentilerle karşılaşırlar; matematik, okuma ve yazma ile tanışırlar.
Okuma yazma
ve aynı zamanda matematik becerisi, yaptığımız pek çok şey için bizlere temel
oluşturur. Özellikle 1. sınıf temel becerilerin kazanıldığı bir dönemdir.
Çocuklar gelişim merdivenlerinde farklı basamaklarda olabilirler. Dolayısı ile
yapabildikleri de birbirlerinden farklı olabilir. Bu durum, sıkça kıyaslamaların
yapıldığı ilkokul dönemi için göz önünde bulundurulması gerekli bir durumdur.
İlkokula
başlamak ile birlikte, yeni yer ve durumlara uyum sağlama sürecinde başlamaktadır.
Çocuk, okulu bir mekân olarak tanıyacak, öğretmenlerine alışacak, 40 dakikalık
ders sürelerinde sırada oturup öğretmenini dinleyecek, yazılar yazıp okumayı öğrenecek,
arkadaşlıklar kuracak, okul içerisindeki kuralları bilecek ve uygulayacak, oyun
sürelerini 10 dakikalık teneffüslere sığdıracak, kendi eşyalarına sahip çıkmayı
öğrenip sorumluluk sahibi olmayı kavrayacak aynı zamanda temel ihtiyaçlarını
kendi başına karşılamayı öğrenecek (tuvaletini kendi başına yapacak), akranları
arasında ben de buradayım demenin kabul edilebilir yollarını ve çözümlerini
bulacak.
Her çocuk
bu uyum süreci içerisinde çeşitli etkiler yaşar. Ancak etkilenme dereceleri ve
bunu yansıtma şekli her çocuğa göre farklılık gösterir. Eğitim süreçleri
başlayana kadar zamanı kullanma konusunda daha esnek olabiliyorken, artık zaman
baskısını da hissetmeye başlayacak. Tüm bunlar, günlük yaşantısında farklı
planlamaları da beraberinde getirmeye başlayacak. Günlük okul yaşantısından
sonra evde dinlenme, her gün aynı saatte ders çalışma ve çalışma süresi, kısa
molalar verme, diğer gün için hazırlıklar yapmak gibi konularda kendine
kurallar koyacaktır.
Çocuklar
gün içerisinde öğrendiklerini pekiştirmezse bilgiler kaybolur, Yapılan
tekrarlar ise öğrenmeyi pekiştirecektir.
Arkadaşlık
etkileri, çocukların sosyal yaşantısındaki en önemli etkileşim alanlarıdır.
Genel olarak arkadaşlık seçimlerinde daha çok somut olaylara ve özelliklere
dikkat edilir. Bir arkadaş grubunda yer almak onlara ait olma duygusu aşılar.
Arkadaşlık ilişkilerinde ve okulda kendini gösterebilmek oldukça önemlidir.
Kendisini gösteremeyen çocuklar, yetersizlik ve aşağılık olmak gibi duygular
yaşayabilir. Burada öğrendiği arkadaşlık kurabilme ve bu arkadaşlığı
sürdürebilme becerileri, tüm yaşamı boyunca kurabileceği ilişkilerinde temelini
oluşturmaktadır. Anaokulu ile başlayan duyguları tanıma, anlama ifade edebilme
ve kontrol edebilme becerilerinin önemli olduğu, ilkokul yaşantısı içinde de
devam edebilen bir süreçtir.
Unutulmaması
gereken başka bir önemli nokta ise anne ve babaların kendilerini ve aynı
zamanda çocuklarını nasıl gördükleri aynı zamanda eğitim dünyasını nasıl algıladıkları,
hem çocuk hem de okuldan beklentileridir. Bu görüşler ve beklentiler yaşama
sürecini de etkilemektedir. Okul-Aile işbirliği, uyum döneminde son derece
önemlidir. Aile, okul ile işbirliğinde aktif bir rol aldığında çocuğun okula
karşı olan tutumları, olgunlaşması, benlik kavramı ve davranışları daha hızlı
gelişmekte ve gerçekleşmekte ve olumlu bir şekilde ilerlemektedir.